PuCCa'yı uzun zamandır takip ediyorum. Hatta kendisi 300. izlecim oldu tesadüfen ve beni çok sevindirdi. O zamanlar kendisine ve Erik'e romantik bir hediye de yollamıştım. Hiç ayrılmasınlar kalpleri hep beraber olsun diye ama işe yaramadı. Ayrıldılar:/
PuCCa, haziran ayının başında "Küçük Aptalın Büyük Dünyası" adlı ilk kitabını çıkardı. Ayağım iyileşir iyileşmez, koştura koştura sanki tükenip de bana kalmayacakmış gibi almaya zor yetiştirdim:) Onu takip edenler aslında kitapta yazılanlara çok yabancı değiller. Fakat yine de bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Kitabı elinize aldığınızda bitirinceye kadar bırakamıyorsunuz. Pucca öyle tanıdık öyle sen, ben gibi ki. Zaten o yüzden de kendini "aynı b*"kun lacivertiyim." diye tanımlıyor. Çocukluğuna dair geçen günler beni gerçekten üzdü ve etkiledi. Günlüğü okurken çoğu yerde sesli bir şekilde güldüm ama ağlanacak da çok yer vardı. Kendimi tuttum, ağlamadım. Bence onu gerçekten tanımak isteyenler, şiirlerini yazdığı
puccaysam günahım ne ismindeki blogunu da takip etmeliler. Şiir okumayı çok sevmem hatta çoğu zaman anlamam bile. Çok hisli, romantik biri değilimdir. Fakat PuCCa başka. Okuyunca anlayacaksınız.
Bu arada PuCCa, pazar günleri
Milliyet Gazetesi Cadde ekinde de yazmaya başlamış.
Şimdi de D&R'dan aldığım diğer kitaptan biraz sözedeyim. Bu kitap NTV yayınlarının "Başvuru Kitapları" arasında yer alıyor. Eğer sizde benim gibi mitoloji ve sanat tarihine meraklıysanız bence kütüphanenizde bulunması gereken bir kitap. Bu kitapta Eski Mısır tanrılarından Hindista'nın Veda tanrılarına, Maya, İnka ve Aztek efsanelerinden Aborijinlerin Düş Zamanı'na, Babil, Sümer ve Asur destanlarından Yunan ve Roma efsanelerine kadar binyıllardır tüm dünya toplumlarını şekillendiren mitler ve yaratılış hikayeleri yer alıyor.
Bu arada koltuk değneklerini attım. Piti piti yürüyorum:)))